Gürcistan Parlamentosu ‘Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı’ yasa tasarısını üçüncü okumada kabul etti
Gürcistan Parlamentosu, yurtdışından finanse edilen sivil toplum ve medya kuruluşlarının özel bir sicile kaydolmasını ve yıllık beyanname doldurmasını zorunlu kılan ‘Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı‘ yasa tasarısını üçüncü okumada kabul etti.
84 milletvekili tasarı lehinde oy kullanırken, 30 milletvekili karşı oy kullandı.
Tasarının görüşülmesi, iktidardaki Gürcü Rüyası – Demokratik Gürcistan partisi milletvekilleri ile yasaya karşı çıkan muhalefet partileri arasında protestolar ve kavgalar arasında gerçekleşti. Protestocular bir kez daha Tiflis’in merkezindeki Gürcistan Parlamentosu’nun önünde toplanarak Rustaveli Caddesi’ni ve binanın yan girişini kapattı.
‘Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı‘ yasa tasarısının kabul edilmesine karşı çıkan muhalifler, STK temsilcileri ve sivil aktivistler, tasarının Gürcistan’ın dost ve düşmanlarını eşitlediğini, ülkeyi etiketlediğini ve ülkenin AB’ye entegrasyonunu engellediğini öne sürüyor.
Gürcü yetkililer ise ABD, İsrail ve Avustralya‘da yabancı fonların şeffaflığına ilişkin yasalar bulunduğunu, AB ve Fransa’nın ise bu tür tasarıları değerlendirdiğini vurguluyor. Gürcistan AB‘ye üye ülkeler ile ABD, BM, NATO ve Avrupa Konseyi tarafından bu tasarının kabul edilmemesi yönünde birçok kez tehdit edildi.
‘Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı‘ yasa tasarısı, yıllık gelirlerinin yüzde 20’si yabancı fonlardan gelen sivil toplum örgütleri ve medya kuruluşlarının yabancı güçlerin çıkarlarını gözeten kuruluşlar siciline kaydedilmesini öngörüyor.
Gürcistan Devlet Başkanı Salome Zurabişvili tasarıyı veto edeceğini zaten dile getirmişti ancak parlamentonun bunu geçersiz kılma şansı bulunuyor.
Yasanın ayrıntıları
Tasarı yalnızca yabancı gücün çıkarlarını destekleyen kuruluşların kayıt altına alınmasını ve bunların finansmanının şeffaflığını öngörüyor. Yasa ile söz konusu kuruluşların faaliyetlerine herhangi bir kısıtlama getirilmiyor.
Yalnızca yıllık gelirlerinin yüzde 20’sini dış bir güçten sağlayan tüzel kişiler, ‘yabancı bir gücün menfaatlerini gözeten kuruluş‘ olarak kabul edebileceğini belirtiliyor.
Kuruluşun ilgili kriterleri karşılaması durumunda, tescil için Ulusal Kamu Sicili Ajansı’na kendisinin başvurması gerekirken söz konusu bu işlemin ücretsiz olduğu ifade ediliyor.
Yine söz konusu tasarıya göre, ‘yabancı gücün menfaatlerini gözeten kuruluşların‘ siciline kayıtlı kuruluşların, her Ocak ayında bir önceki yılın mali beyanını elektronik olarak doldurması gerekiyor.
‘Yabancı menfaat kuruluşu’ ve ‘Yabancı güç’ nasıl tanımlanıyor?
Söz konusu yasada ‘yabancı menfaat kuruluşu‘ şu şekilde tanımlanıyor:
Söz konusu yasada ‘yabancı güç‘ şu şekilde tanımlanıyor:
Yasaya ilişkin ABD ve AB’den tepkiler
Söz konusu yasaya ilişkin ABD ve Avrupa’dan tepkiler gelmişti.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer Gürcistan’ın yabancı ajanlarla ilgili parlamentoya sunmayı planladığı yasanın kabul edilmesi halinde Avrupa Birliği’ne (AB) katılım adayı statüsünü kaybedebileceğini dile getirdi.
Söz konusu yasa tasarısına ilişkin bir diğer uyarı da ABD’den gelmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, yabancı ajanların durumuna ilişkin yasa tasarısının Gürcistan parlamentosuna yeniden sunulmasından duyduğu endişeyi dile getirerek bu hamlenin ülkeyi Avrupa yolundan çıkaracağına inandığını söylemişti.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan yaptığı açıklamada Gürcistan’daki demokratik gerilemeden derin endişe duyduğunu belirterek Tiflis’in halkın Avrupa-Atlantik özlemlerini destekleme seçeneğine sahip olduğunu söylemişti.
ABD Temsilciler Meclisi’nin 29 üyesi 10 Mayıs’ta Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze‘ye sert ifadeler içeren ortak bir mektup göndererek Gürcü yetkilileri ‘Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı’ yasa tasarısını geri çekmeye çağırmıştı.
Girişimin başarısızlık öyküsü
Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı Yasası‘nı geçirmek için ilk girişim 2023 baharında yapılmıştı. Girişim, parlamento çoğunluğunun bir parçası olan ‘Halkın Gücü’ partisi milletvekillerinin geçen yıl Şubat ayı ortasında tasarıyı gündeme getirmelerinin hemen ardından başlamıştı.
Yetkililer, projenin tek amacının medya ve sivil toplum kuruluşlarının finansmanında şeffaflığı sağlamak olduğunu açıklayarak bu fikri desteklemişti.
İktidardaki Gürcü Rüyası ve Halkın Gücü liderleri, bu tasarının ABD’deki Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası’ndan (FARA) çok daha liberal olduğunu zira ilk etapta ihlali halinde herhangi bir cezai yaptırım öngörmediğini vurgulamıştı.
Muhalefet ve yasa taslağına göre gelen finansmanla ilgili verileri açıklaması gereken sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, taslağı derhal bir ‘Rus yasası’ olarak nitelendirmişti.
Daha sonra ABD’nin Gürcistan Büyükelçisi Kelly Degnan bunun bir ‘Rus yasası’ olduğunu dile getirmişti ve Gürcü yetkililer ABD Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Dış Politika Servisi, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ve Gürcistan’daki BM Ofisi tarafından eleştirilmişti.
ABD Dışişleri Bakanlığı o dönemde Gürcistan’daki yasayla ilgili endişelerini dile getirmişti. Ve yine ABD’nin Gürcistan Büyükelçisi Kelly Degnan, Gürcistan parlamentosundan yasa tasarısını geri çekmesini ve revize etmesini isteyerek bu girişim Gürcistan’ın çıkarlarına uygun olmadığını vurgulamıştı.
Söz konusu tasarı ayrıca AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından da kınanmıştı.
Akabinde Gürcistan’da protestolar başlamış ve Tiflis’in merkezindeki parlamentonun önünde bu protestolar ayaklanmaya dönüşmüştü. Protestoculardan bazıları saldırgan bir tutum sergileyerek polise taş ve molotof kokteyli ile saldırmış, bunun sonucunda 58 kolluk kuvveti yaralanmıştı. Polis ise göstericilere karşı tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve biber gazı kullanmıştı.
7-9 Mart Protestoları sırasında onlarca gösterici gözaltına alınmış ve neredeyse hepsi para cezasına çarptırılmıştı. Sadece Lazare Grigoriadis isimli bir protestocu tutuklanmıştı. Grigoriadis, polis memurlarına molotof kokteyli atarak ikisinin yanmasına sebep olmakla suçlanıyor.
Sonuç olarak yetkililer, bu girişimin saklayacak bir şeyleri olanları ortaya çıkarma işlevini büyük ölçüde yerine getirdiğini belirterek ‘Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı‘ yasasını kabul etme fikrinden vazgeçmeye karar vermişti.
Rusya’dan iddialara yanıt
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, söz konusu yasaya ilişkin iddalara yanıt vererek, Gürcistan’daki yabancı ajanlar yasasının ne özde ne de biçimde Rusya ile bir ilgisi olmadığını, Gürcü yetkililerin kendilerinin de Amerikan kurallarına benzer kurallar getirdiklerini söylemişti.
Gürcü yetkililerin ve bazı parlamenterlerin Amerika’dakine benzer bir yabancı ajanlar yasası çıkardığını ifade eden Peskov, “Rusya’nın bununla ne özde ne de biçimde hiçbir ilgisi yoktur. Gürcistan’ın içişlerine karışmıyoruz” cümlesinin altını çizmişti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova da Gürcistan’da yabancı ajanlar yasasının kabul edilmesine ilişkin ABD’nin tutumuna tepki göstermiş ve ABD Büyükelçisi Kelly Degnan‘ın, ABD’deki Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası’nın yasadan kelimesi kelimesine tercüme edilmiş olsa bile Washington’un Gürcistan’daki yabancı ajanlar yasasına karşı olduğunu söyleyen açıklamasını hatırlatmıştı.
Zaharova açıklamasında, “Zira Washington’a göre ABD, herkesin yapamadığını yapabilen istisnai bir ülke” cümlesine yer vermişti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova yine AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell‘in ‘Tiflis’te protestolara neden olan yabancı ajanlarla ilgili yasanın AB değerleriyle bağdaşmadığı’ yönündeki açıklamalarının ardından ABD’nin AB’de bulunmaması konusuna esprili bir şekilde yaklaşarak, “ABD’nin neden henüz Avrupa Birliği’nde olmadığı şimdi anlaşılıyor” diye yazmıştı.